Kirazlı Ekoloji Katliamı’nın 3. yıl dönümünde Çanakkale’deydik

3 Ağustos 2022 0 ile Onur Akceylan

3 yıldır rehabilite edilmesini beklediğimiz Kirazlı’daki alan için Çanakkale İskele’de toplandık. Basın bildirisi ile başladığımız etkinliğe mini forum ve müzik ile devam ettik. Buradan tekrar sesleniyoruz; öncelikle hızlı bir şekilde Kirazlı’yı rehabilite etmenizi talep ediyoruz. Bu ülkede talana, ekolojik yıkıma izin vermeyeceğiz. Her canlının yaşam hakkını tek tek savunacağız. Bu sadece bir talan meselesi değil iklim meselesidir. Yapılan her yıkım tüm dünyayı ekolojik, iklimsel bir yıkıma götürüyor. Şirketlerin, devletlerin kasasını doldurmak için yaşamı yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Tüm mücadelemiz daha yaşanabilir bir dünya için. Tüm mücadelemiz daha güzel bir dünya için. Tüm mücadelemiz daha güzel bir gelecek için.

Basın Açıklaması

BASINA VE KAMUOYUNA
30.07.2022
Bugün, altın madeni işgaline karşı Çanakkale Kirazlı’da başlayan Kazdağları Direnişi’nin 3. yıl dönümünü kutlamak için toplandık. 350 bin ağacı katledip, kurdu, kuşu, sincabı yuvasından eden, bir orman ekosistemini ortadan kaldıran Alamos Gold’un Kirazlı Altın Madeni Projesi’ne karşı, gözümüz gibi koruduğumuz Kazdağları’nın yamacında 4 mevsim geçirdik, kar kış, yağmur fırtına demeden 425 gün nöbet tuttuk. Alamos Gold’un patlatıp yok etmek istediği Balaban Tepesi’nin eteklerinde çadırlarımızda geceledik. İçme suyumuz zehirlenmesin, daha fazla ağaç kesilmesin diye her türlü zorluğa rağmen mücadelemizden vazgeçmedik. Maden işletmesi kapanana ve haklı mücadelemizi kazanana kadar direneceğimize, her ağacı tek tek savunacağımıza söz verdik.

Tüm baskılara, zorluklara, para cezalarına ve gözaltılara rağmen, yaşamdan yana olan herkes için bir umut olan, ağacın, sincabın, karacanın hakkını savunanların desteğiyle büyüyen ve tüm ülkenin sahiplendiği bu haklı mücadele sayesinde altın madeni şirketi Alamos Gold Kirazlı’dan kovuldu. Alamos Gold’un Kazdağları’nda Ağı Dağı ve Çamyurt projeleri de hiç başlamadan, tek bir ağacı bile zarar görmeden iptal edildi. Kirazlı’da cehennem çukurları, siyanürlü atık barajlarını açtırmadık. Ne güzeldir ki bitkisel toprağın sıyrılmadığı alan tekrar yeşermeye, kesilen ağaçlar köklerinden filizlenmeye, ekosistem kendini onarmaya başladı. Ama 350 bin ağacın kesildiği ve üst toprağın sıyrılarak yok edildiği alan hala adeta bir çöl gibi ve hala rehabilite edilmeden duruyor. Ağaçların kesilmesi için şirketin Orman Genel Müdürlüğü’ne 5 milyon dolar ödeme yaptığını ve bu ödeme karşılığı kesimin OGM tarafından gerçekleştirildiği açıklamasını da unutmadık. Rehabilitasyon için verilen sözleri de unutmadık. Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı’na tekrar sesleniyoruz: “Verdiğiniz sözü tutun, Kirazlı’nın rehabilitasyonunu artık başlatın”.

Kirazlı’nın rehabilitasyonun gerçek uzmanlardan oluşan ekiplerle ekolojik yöntemlerle yapılması, halkın ve ekoloji örgütlerinin katılımına ve denetimine açık, şeffaf bir şekilde yürütülmesi için sürecin takipçisi olacağız. Kirazlı’nın bunca zamandır yaşadığı bu ekolojik tahribattan sorumlu olanların, tahribatı gerçekleştirenlerin, buna yol verenlerin ve aracı olanların yargılaması ve cezalandırılması için mücadeleye devam edeceğiz.

Kazdağları direnişinin verdiği umutla Türkiye’nin hemen hemen her yerine sıçrayan ekoloji mücadelesi her gün artarak devam ediyor. Muğla İkizköy’de termik santrallere karşı Akbelen Ormanı’nı savunma mücadelesi, İkizdere’de Cengiz Holding’in taş ocağına karşı direniş, İstanbul’da Kanal İstanbul’a karşı mücadele, Şırnak’ta güvenlik nedeniyle ağaç kesimlerine karşı mücadele, orman yangınlarına karşı halkın seferber olması, İliç’teki altın madenine karşı tüm Fırat havzasında yaşam alanlarını koruma mücadelesi hep birlikte ekoloji hareketinin kazanımlarını arttırmaya yönelik devam ediyor. Birbirimizden umutlanıyor, öğreniyor ve dayanışıyoruz.

Tüm Türkiye’de süren mücadelelerden aldığımız güçle Kazdağları’nda mücadelemize devam ediyoruz çünkü Alamos Gold gitmesine rağmen Kazdağları’ndaki tehlike geçmedi. Yüzde 79’u metalik madencilik ruhsatları ile kaplanmış Biga Yarımadası’nda yerli ve yabancı birçok maden ve enerji şirketi sırada bekliyor, tarım alanları organize sanayi bölgesi kurularak yok edilmeye çalışılıyor, Marmara ve Kuzey Ege denizleri kıyı planlarıyla, yeraltı ve yerüstü suları sanayi atıklarıyla, havası ve taş ocakları ve çalışmaya devam eden termik santrallerle kirletiliyor.
Cengiz Holding, Kazdağları’nda 3 köyü haritadan silecek bakır madeni projesinde ısrar ediyor. 81 yurttaş ve 6 kurum ile açtığımız davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak buna rağmen şirket yine zorbalığa başvurarak tarlalarını satması için halka baskı kuruyor ve bölgenin sularına el koymaya çalışıyor.
Nurol Holding’e ait TÜMAD Madencilik ise Lapseki’de ikinci altın madeni projesiyle Lapseki’yi yaşanmaz hale getirmek istiyor. Oysa ki burası, nesli tehlike altındaki şah kartallarının, boz ayıların, karacaların, bakmaya kıyamayacağımız güzellikteki yüzlerce kuş türünün yuvası.
Kirazı, şeftalisi gibi coğrafi işaret almış ürünleriyle Türkiye için en önemli tarım bölgelerinden biri olan Lapseki bölgesi hiçbir kamu yararı olmayan, sadece şirketlerin kasasını dolduran altın madenciliği ile, Marmotek şirketinin kapasite arttırımı ve zenginleştirme yapmaya çalıştığı Çataltepe Kurşun Madeni Projesi ile yok edilmek isteniyor.
Fatsa’da yüzey sularını zehirlediği raporlarla ortaya çıkan Bahar Madencilik, şimdi de Havran’da Demirtepe Altın Madeni Projesi ile karşımızda. İvrindi’de Park Holding’e ait CVK Madencilik de Sarıalan Altın Madeni Projesi’nin ÇED sürecinde sona geldi. Her iki projede ÇED Nihai kararı verildi. Koza Madencilik ise Serçiler’de yeniden ÇED sürecini başlattı.

Ayvalık’ta Karaayıt’ta bir yılda arka arkaya iki maden felaketinin yaşandığı Bilfer Madencilik sürekli alanını büyütmeye çalışıyor.

Kamu bir yandan şirketlere yeni rant olanakları sağlamak için tüm olanaklarını seferber ediyor. MTA tarafından Kazdağları’nın birçok noktasında uranyum toryum madenleri aranıyor. Halihazırda Ayvacık İlçesi Arıklı Köyü’nde tüm tepkilere rağmen sondajlar devam ediyor. Sadece sondajı bile ölüm saçan bu madenleri işletmek demek Kazdağları’nda yaşayan tüm canları kansere, ölüme mahkum etmek demek.

Her türlü baskıya rağmen, maden mafyalarına karşı Kazdağları’nda verdiğimiz mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Alamos Gold’u nasıl kovduysak Cengiz Holding’i, Nurol Holding’i, Bahar Madencilik’i, CVK’yı, Koza’yı, MTA’yı ve yörede yeni yıkımlar planlayan diğer şirketleri de Kazdağları’na sokmaya niyetimiz yok.
Tüm halkımızı ve demokratik kitle örgütlerini ekolojik yıkımlara karşı birlikte mücadele etmeye çagırıyoruz.
Sıcak hava dalgalarını yaşadığımız bugünlerde bir ağacın bile iklim için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz, tüm gezegenimiz için ormansızlaştırmaya karşı durmaya, her ağacı tek tek savunmaya devam edeceğiz, Kazdağları kurtulacak. Yaşamı savunanlar kazanacak. Tüm dostlara selam olsun. Dayanışmayla.

Yıl dönümünden fotoğraflar

Kirazlı'yı da ziyaret ettik

Etkinliğin ertesi günü Kirazlı’yı ve 425 gün mücadele sürdürdüğümüz Balaban Direniş Alanı’nı da ziyaret ettik. Kesilen ağaçların köklerinden filizlenmesi, yamaçlarda ise yeni ağaçların büyümeye başlaması her ne kadar bizi sevindirse de sıyrılan verimli toprağın geri getirilmemesi ve o alanın çorak kalması bizi derinden yaraladı. Bunu söylemekten usanmayacağız; Kirazlı derhal rehabilite edilsin!

Kirazlı ve Balaban'dan fotoğraflar

Bu yazıyı paylaş